
Gutenberg: “İlk reklam broşürünü fark etmeden basmışım!”
Bilinen ilk basılı reklam, 1472 yılında Almanya’nın Mainz yayımlanmıştı. Ünlü mucit Gutenberg’in icadı matbaa makinesinde basılan İncil’in reklamı yapılıyordu: “42 satırlık güzel bir şekilde basılmış ve elle dikkatlice düzeltilmiş bir İncil” şeklinde Latince kısa bir metin ardından nereden ve nasıl satın alınabileceği hakkında bilgiler yer alıyordu. Biz de ilk sayımızda, “İLK” teması ile ilgili röportaj yapmaya karar verince Gutenberg ile ilham verici bir röportaj yapmaya karar verdik.

Gutenberg’in icadı matbaa, bilgi ve kültürün yayılmasında devrim niteliğinde bir adımdı. Sadece yayıncılık dünyasını değil, aynı zamanda reklamcılık için de büyük bir değişim anlamına geliyordu bu icat.
Gutenberg’in ilk basılı kitabı için hazırladığı reklam broşürü, modern reklamcılığın temellerini atmıştı. Sadece bir ürün tanıtımı değil, aynı zamanda yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyordu. Gutenberg’in yenilikçi yaklaşımı, yaratıcı sektörün evriminde önemli bir rol oynamış ve bugün bildiğimiz reklamcılık ve yayıncılık dünyasının temel taşlarını oluşturmuştur.
Bu öncü insanın vizyonunu, ilklerini ve bu süreçte yaşadığı zorlukları keşfetmek için yapacağımız röportaj; ilklerin gücünü ve etkisini anlatmak için de bir ilham kaynağı olacaktır. Elbette böyle bir röporaj için yapay zekanın imkan ve olanaklarından yararlanmamız gerekecek. Bizim sorularımıza yapay zeka Co-pilot bakın nasıl yanıtlar verdi. Gelin, Johannes Gutenberg’in hikayesini ve ilklerin büyüsünü birlikte keşfedelim!
NE DERSİN?
İlk kavramı hakkında ne düşünüyorsun?
İlk kavramı benim için yenilik ve keşif demek. Her “ilk”, yeni bir maceranın başlangıcıdır. Matbaayı icat ettiğimde, bu sadece teknik bir başarı değildi; aynı zamanda bilgiye erişimi kökten değiştiren bir devrimdi. İlkler, cesaret ve kararlılıkla atılan adımlardır. Bu adımlar, bilinmeyen bir geleceğe doğru atılır ve genellikle büyük riskler içerir. Ancak, bu riskler aynı zamanda büyük fırsatlar da barındırır. İlk kez bir kitabı basmak, sadece teknik bir başarı değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal bir devrimdi. Bu devrim, insanların bilgiye erişimini kökten değiştirdi ve toplumların gelişimine büyük katkı sağladı.
İlkler, aynı zamanda kişisel gelişimin ve öğrenmenin de başlangıcını temsil eder. Her yeni deneyim, bize yeni şeyler öğretir ve bizi daha bilge kılar. İlkler, hayatımızın dönüm noktalarıdır ve bu noktalar, geleceğimizi şekillendirir. İlk kez bir şeyler yapmanın heyecanı ve belirsizliği, yaratıcılığın ve yeniliğin temelini oluşturur. Bu yüzden, “ilk” kavramı benim için büyük bir öneme sahiptir ve her zaman yeni başlangıçların peşinde koşmayı teşvik eder.
Senin için ‘ilk’ ne ifade ediyor? Hayatında unutamadığın ‘ilk’ler nedir?
Benim için “ilk”, cesaret ve yenilik demektir. İlk kez bir kitabı basmak, hayatımın en heyecan verici anlarından biriydi. O anın heyecanı ve yenilikçiliğin verdiği mutluluk, hala aklımda. Matbaayı icat ettiğimde, bu sadece teknik bir başarı değildi; aynı zamanda bilgiye erişimi kökten değiştiren bir devrimdi. İlk kez bir kitabı basmak, o kitap için bir reklam broşürü hazırlamak, sadece teknik bir başarı değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal bir devrim anlamına geliyordu. Yaşamım boyunca pek çok girişimde bulundum. Pek çok icadım oldu. Ancak hayatımda unutamadığım “ilk” gerçek başarım, matbaa makinesiydi.

İYİ Kİ DEDİĞİN!
İyi ki yapmışım dediğin ‘ilk’lerin neler?
İyi ki matbaayı icat etmişim. Güldüğüme bakmayın. Matbaa, benim için sadece iyi kazanç getiren bir icat değildi. Biliyorum ki aynı zamanda tüm insanlık için de büyük bir dönüm noktası oldu. İlk kez bir kitabı basmak, hayatımın en heyecan verici anlarından biriydi. O anın heyecanı ve yenilikçiliğin verdiği mutluluk, hala aklımda. Üstelik farkında bile olmadan ilk kitabın tanıtımı için hazırlayıp bastığım el ilanı ile reklamcılık sektörünün de başlangıcına yol açmışım.
KEŞKE DEDİĞİN?
Fırsatın olsa ‘ah keşke’ dediğin, yeniden yaşamak istediğin ‘ilk şey’ nedir?
Ah, keşke ilk kitabımı bastığım o anı yeniden yaşayabilsem. O anın heyecanı ve gururu gerçekten tarif edilemezdi. Matbaanın çalıştığını görmek, ilk sayfaların mükemmel bir şekilde basıldığını fark etmek… Bu, hayatımın en unutulmaz anlarından biriydi. O anın verdiği mutluluk ve başarı hissi, hala içimde canlı. İlk kez bir şeyler yapmanın heyecanı ve belirsizliği, yaratıcılığın ve yeniliğin temelini oluşturur.
Sana bir şeyi değiştirme şansı verilse, ilk önce neyi değiştirirdin?
Eğer bir şeyi değiştirme şansım olsaydı, matbaanın yayılma hızını artırmak isterdim. İlk başlarda, matbaanın potansiyelini tam olarak anlatmak ve kabul ettirmek oldukça zordu. İnsanlar yeniliklere karşı temkinliydi ve bu yüzden matbaanın yayılması zaman aldı. Keşke daha fazla insanı daha hızlı ikna edebilseydim. Böylece bilgiye erişim daha hızlı bir şekilde yayılabilir ve daha fazla insan bu devrimden faydalanabilirdi. İlk kez bir şeyler yapmanın heyecanı ve belirsizliği, yaratıcılığın ve yeniliğin temelini oluşturur.
HA*%!*İKTİR DEDİĞİN!
Son vermek istediğin şey ilk şey nedir?
Kitapların satışından alınan vergileri kaldırırdım. Biz yayıncılar zaten zor işler yapıyoruz. Bir de ödediğimiz vergiler… Şaka bir yana gerçekten bir şeyleri sona erdirebilseydim, bilgiye erişimdeki sınırlamaları ortadan kaldırmak isterdim. İlk başlarda, kitaplara ve bilgiye erişim sadece belirli bir kesimle sınırlıydı. Matbaanın icadıyla bu durumu değiştirmeyi başardık, ancak hala bilgiye erişimde eşitsizlikler vardı. Keşke herkesin bilgiye eşit şekilde erişebileceği bir dünya yaratabilseydim. Bilgi, insanları özgürleştirir ve toplumları ileriye taşır. Bu yüzden, bilgiye erişimdeki tüm engelleri kaldırmak, son vermek istediğim ilk şey olurdu.
KESİN YAPICAM DEDİĞİN?
Peki, yarın ‘ilk’ ne yapacaksın?
Yarın, ilk iş olarak matbaanın mürekkep seviyesini kontrol edeceğim. Sonra da belki bir kahve içip, “Bugün hangi kitabı basmalıyım?” diye düşüneceğim. Kim bilir, belki de ilk kez bir roman basarım!